TBMM İnsan Hakları İnceleme Komisyonu bünyesinde “Mülteci Hakları Alt Komisyonu” diye bir komisyon var. Çocuk Hizmetleri Genel Müdürlüğü uzmanları geçen gün bu komisyona bir sunum yapmışlar, mülteci çocukların durumuyla ilgili.
Tam o sıra toplantıya başkanlık eden AKP Milletvekili Atay Uslu şöyle bir soru sormuş: “Ankara’da dilenen yabancı çocuklar görüyorum. Bu konuda bence bir çalışma yapmak lazım. Elinizde yetim kalmış, öksüz kalmış sığınmacı çocuklarla ilgili bir istatistik var mı?”
“Bilmiyoruz” demiş uzmanlar, üstüne şunu eklemişler: “Göç İdaresi Genel Müdürlüğünden gelen adreslerde çocukların çoğu bulunamadı…”
Günaydın!
Sormazlar mı ‘8 yıldır neredeydiniz’ diye?
***
Komisyon toplantısının ayrıntılarını Birgün’den Hüseyin Şimşek haberleştirmiş. Doğrusu, bu haberi okuyana kadar aklımda hep şöyle bir soru vardı: “Türkiye’de acaba kaç kayıp mülteci çocuk var?”
Komisyon toplantısından da görüldüğü üzere; Meclisin ve Hükümetin hâlâ etrafında dönüp durduğu ama esas soruyu bir türlü soramadığı bir konu bu. Meclisteki muhalefetin de bu konuda etkili bir girişimi yok.
Çok açık: Türkiye’ye sığınan 4 milyon Suriyeli mülteci içinde kaç çocuk kayboldu, kaç çocuk kaçırıldı, bunu bilmiyoruz. Çünkü buna dair kayıtlarda en ufak bir bilgi yok!
Oysa bakınız…
Avrupa polis örgütü (Europol) 2016 yılında AB ülkelerinde kaybolan mülteci çocuk sayısını açıkladı.
Peki, kaçtı bu sayı?
İngiltere’deki Observer gazetesine konuşan Europol Genel Müdürü Brian Donald bu rakamı 10 bin çocuk olarak açıklamıştı. Dile kolay ‘medeniyetin beşiği’ sayılan Avrupa’da en az 10 bin mülteci çocuk kayıptı!
Ve Almanya…
Federal Kriminal Dairesi (BKS) 2018 verilerine göre, ülkede 18 yaşından küçük 7 bin kayıp çocuk vardı ve bu çocukların yarısı mülteciydi.
Peki, kayıp mülteci çocuklarla ilgili durum bizde kötü de Avrupa’da iyi mi?
Elbette değil!
Çünkü veri girişi ve veri paylaşımında hâlâ çok ciddi sorunlar var. 2016 sonrası belirsiz mesela. Öncesinde de sağlıklı bir istatistikten söz edilemez. Ama en azından resmi bir kurum olarak Europol’ün kendisini bağlayan bir rakam var.
Kritik soru şu: Bizde işin daha ABC’si bile neden yok?
***
Yakın zamanda…
AKP’nin İnsan Haklarından Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Leyla Şahin Usta gazetecilere şöyle bir demeç verdi: “2015’ten beri AB ülkelerinde kaybolan mülteci çocuk sayısı 96 binden fazla. 2016’da refakatsiz şekilde Avrupa’ya ulaşan çocuk sayısı 63 binden fazla. Bu çocukların nerede olduğu bilinmiyor. Avrupa’da yaşayan refakatsiz mülteci sayısı 170 bin. Bu çocukların en çok maruz kaldığı durumlar cinsel istismar, tecavüz, insan kaçakçılığı, şiddet, kölelik ve organ mafyası. Fransa’da ise kaydı bulunup kendisinden haber alınamayan çocuk sayısı bin. Bu noktada Avrupa’nın adım atması lazım…” (Hürriyet 24 Şubat 2019)
Peki, güzel…
Aynı soruları Hükümete yurttaşlar olarak biz soralım;
- 2011’den beri Türkiye’ye sığınan ve bu ülkede kaybolan mülteci çocuk sayısı kaçtır?
- Suriye ve diğer ülkelerden gelip Türkiye’ye ulaşan refakatsiz mülteci çocuk sayısı nedir?
- Hali hazırda Türkiye’de yaşayan refakatsiz mülteci çocuk sayısı kaçtır?
- Bu çocuklar hangi tür istismarlara uğramıştır, uğramaktadır?
- Türkiye’de kaç mülteci çocuk yasak olduğu halde işçi olarak çalıştırılmaktadır? Mülteci çocuk işçi sayısı nedir? İş cinayetlerinde kaç çocuk hayatını kaybetmiştir ya da uzuvlarından olmuştur?
- Bu konularda hükümetiniz ne zaman harekete geçecek ve ne tür adımlar atacaktır?
***
“Kayıp çocuk”, “mülteci çocuk” denince aklımdan çıkmayan bir sahne var. Biraz can sıkıcı ama paylaşayım:
Geçen yıl İstanbul Küçükçekmece’de, polisler bir apartmanın bodrum katına baskın düzenlediler (haber basında yer aldı). Ve ortaya şöyle bir manzara çıktı: 6 yataklı ranzalarda mülteci çocuklar kalmaktaydı. Yakalanan zanlıların üzerinden o çocukların dilenerek getirdiği paralar çıkmıştı. Bodrum katta bir de hortum bulunmuştu. Bu hortum günlük 100 TL kotasını dolduramayan çocukların üzerinde çalışan bir işkence aletiydi.
O halde…
Yukarıda Hükümetin, ilgili bakanlıkların yanıtlaması istemiyle sorduğumuz sorulara şunu eklemek şart oldu:
- Memleketin kaç bodrum katında daha böyle çocuk taciri yapılar vardır? Ve bu yapıların elinde kaç çocuk rehin tutulmaktadır?
***
Kayıp çocuklar demişken, Japonya’da toplanan G20 Zirvesini es geçmeyelim. Çünkü tek tek ülkelerde kendini gösteren bu sorunun “küresel” bir karşılığı var.
Dünya üzerinde mülteci sayısı 70 milyonu aştı. Bunların çoğu yaşlı, kadın ya da çocuk. İçlerinde en savunmasız olanlar kuşkusuz çocuklar. Savunmasız oldukları için zaten kaybediliyor ya da kaçırılıyorlar.
Buna karşılık en zengin 20 ülke (2017 sonu itibariyle) sadece 7 milyon mülteciyi barındırdı! Üstelik Türkiye’yi çıksanız sayı yarıya düşer.
Peki, bu tablo bize ne gösteriyor?
Savaş, açlık, hastalık ve kitlesel göçler kadar kayıp mülteci çocuklar dramında da G20’nin ağır vebali ağır.
BM Genel Sekreteri Antonio Guterres henüz açıkladı: Yemen’de 2013’ten bu yana hava saldırıları, bombardıman, çatışma, intihar saldırıları, mayın ve patlayıcı silahlar 7 bin 508 çocuğu öldürmüş.
Kısacası…
En zenginlerin öncülük ettiği “küresel kapitalizm” dünyasında, çocukların payına ya ölüm ya göç yolları ya da adressiz kölelik ve istismarlar düşüyor.
***
Bitirirken şunu da not düşelim…
Kayıp mülteci çocuklar hep uzağımızda, bilinmez yerlerde değiller: Trende, vapurda, otobüste mendil satan çocuklardır onlar. Kızgın güneşin altında ya da kışın ayazında para dilenen/dilendirilen yavrulardır onlar. Atölyede elbisemizi diken, ayakkabımızı üreten çocuk işçilerdir. Yani bu insanlık suçu hepimizin, daha vahimi devletin ve uluslararası örgütlerin gözü önünde işlenmektedir.
Öyleyse o kulak tırmalayan soruyu her platformda ve daha fazla sorma zamanı: “Türkiye’de kaç kayıp mülteci çocuk var?”
01 Temmuz 2019
https://www.evrensel.net/yazi/84261/turkiyede-kac-kayip-multeci-cocuk-var