Emek ve Özgürlük İttifakının İstanbul mitingi, umudu ve coşkusuyla güçlü bir başlangıç oldu. Korku duvarları bir kez daha aşıldı. Kartal mitingi, Türkiye işçi sınıfının ve halkın geleceğini masa müzakerelerinden menkul gören düzen siyasetine de güçlü bir yanıt oldu. Ekonomik kriz, savaş politikaları ve despotik rejimin baskıları karşısında kitlelere öz güven kazandırdı, mücadele kanallarından birini açtı.
Öncesi ve sonrasıyla birlikte ele alındığında Kartal mitingi bir mitingden ötesidir. Köşe yazısı kapsamı dahilinde geniş bir analiz yapma niyetinde değilim. Bunu elbette ittifak bileşenleri, mitinge katılanlar, mitingi izleyen gazeteciler çeşitli yönleriyle yapacaklardır. Miting hazırlık çalışmaları sırasında dahil olduğum üç buluşma, ittifak çalışmalarının bundan sonra nasıl bir seyir izlemesi gerektiği konusunda kıymetli işaretler veriyor. Onları paylaşacağım.
İlk buluşmamız Ambarlı Limanında çalışan Martport bünyesindeki taşeron Karhan Gümrük işçileriyle oldu. Yüksek enflasyon karşısında ücretleri kuşa dönen işçiler ek zam talep ettikleri için kapı önüne konmuşlar. İşçiler Liman-İş Sendikasında örgütlü. Muktedirler “Bir değil iki sendikada birden örgütlenebilirsiniz” diyorlar ama işçi sendikaya üye olur olmaz hemen işten atılıyor! Liman işçileri uzun soluklu bir mücadeleye başlamışlar. EMEP Esenyurt İlçe Örgütü her daim yanlarında ve halkla birlikte dayanışma örgütlüyor. İşçiler bugüne kadar çok farklı partilere oy vermişler, slogan atmayı yeni yeni öğreniyorlar. Onlara ittifakımızın ne olduğunu, patronlar ittifakıyla Emek ve Özgürlük İttifakının farkını anlattık. Talepleri ve pankartlarıyla miting alanına davet ettik. Söz verdikleri gibi, tereddütsüz Kartal mitingine katıldılar. Hak mücadelesini binlerce insanla paylaştılar.
İkinci buluşmamız Tuzla’da çeşitli iş kollarından işçilerle gerçekleşti. Banka promosyonlarına dahi göz koyan patronlar, ağır çalışma koşulları, düşük ücretler, uzun mesailer ve elbette direnişler toplantının konusu oldu. Anlatılanlar içinde öyle bir olay vardı ki gazetelere manşet olur. Hatırlarsanız geçtiğimiz aylarda bir tersane işçisi 35 metre yüksekten düşerek can vermişti. İş yeri ceza yemesin diye de yerde cansız yatan işçinin üzerine alelacele emniyet kemeri bağlamaya çalışmışlardı. Toplantıya katılan işçilerin aktarımına göre, olay sırasında duruma tepki gösteren işçiler işten atılmışlar. Hayatını kaybeden işçinin ailesini de “kan parası” teklifiyle davadan vazgeçirmeye çalışıyorlarmış. İş cinayetlerinde hiç de az rastlamadığımız bir durum bu. Taşeron sistemiyle birliği parçalanan, korkunç barınaklarda yaşamaya mecbur bırakılan, ölümlerin rutin hale geldiği tersanelerde işçiler bir çıkış yolu arıyor. Marina sahiplerinin, gemi yapım patronlarının milletvekili adaylıkları konuşulurken işçiler neden siyaset sahnesine çıkmasın? Örneğin EMEP’ten, Emek ve Özgürlük İttifakından neden aday olamasınlar? Patronlarla siyasal alanda da neden kapışmasınlar? Tuzla’da işte bu soruları tartıştık. Miting sonrasına kalan çalışmalardan biri de bu birikim olsa gerek.
Üçüncü buluşmamız Esenyalı Kadın Dayanışma Derneğinde oldu. İşçi, ev emekçisi, emekli, öğrenci kadınları dinledik. 2021’de derneğe 996 kadın yardım için (yoksulluk nedeni ilk sırada) başvurmuş. 2022’de bu kadınların sayısı 1956’yı aşmış! Mutlak yoksullaşmanın göstergesi bunlar. Sadece ocak ayının ilk yarısında yardım için başvuran yoksul kadınların sayısı 240’a ulaşmış. Kadına yönelik şiddet ve cinayetler de korkunç yükselişte. Çocuklar için okullarda bir öğün ücretsiz yemek kampanyasında oldukça etkili bir çalışma yürütmüş dernek. Kazanmanın öz güveni ile konuşuyorlar. Kadını ezen tek adam yönetimi ve düzen ittifakları dışında bir seçenek oluşturma gayesine de oldukça yakınlar. Siyasal alan kadar yaşamın her alanında nesne değil özne olmak istiyor kadınlar. Düzen partilerinin kadınları oy deposu gören yaklaşımına öfkeliler. Bu yüzden ezilen emekçi kadınlar halk ittifakının en az yarısı olmalı.
Ekmek, özgürlük, barış ve demokrasi için halkın gerçekten kendi ittifak ihtiyacı bütün yakıcılığıyla sahada gözleniyor. Fabrikada, işyerinde, mahallede, okulda ittifakın ete kemiğe bürünmesi gerekiyor. İşte miting öncesinden, Kartal mitinginden miting sorasına kalan görevler bunlar. O yüzden bu miting bir mitingden ötesidir diyorum.
17 Ocak 2023