Ercüment Akdeniz
  • Anasayfa
  • Biyografi
  • Göç Yazıları
  • Yazılar
    • Köşe Yazıları
    • Makaleler
    • Kitap Hakkında
    • Kültür Teori Politika
  • Kitaplar
    • En Güzel Şarkı
    • Göç ve Belediyeler
    • Göçmen Emeğinin Küresel Devinimi: Sekizinci Kıta
    • Ölüm Koridorundan Mülteci Pazarlığına: Sığınamayanlar
    • Suriye Savaşının Gölgesinde: Mülteci İşçiler
No Result
View All Result
  • Anasayfa
  • Biyografi
  • Göç Yazıları
  • Yazılar
    • Köşe Yazıları
    • Makaleler
    • Kitap Hakkında
    • Kültür Teori Politika
  • Kitaplar
    • En Güzel Şarkı
    • Göç ve Belediyeler
    • Göçmen Emeğinin Küresel Devinimi: Sekizinci Kıta
    • Ölüm Koridorundan Mülteci Pazarlığına: Sığınamayanlar
    • Suriye Savaşının Gölgesinde: Mülteci İşçiler
No Result
View All Result
Ercüment Akdeniz
No Result
View All Result

Filistin’i tanıma dalgası (!)

Köşe Yazıları, Kültür Teori Politika, Makaleler
filistin

filistin

Share on FacebookShare on Twitter

Bir halkı kırmak. Soyunu kurutmak. Bir ırkın yükselmesi için “ötekinin” yok edilmesini savunmak. Dışlamak, gettolara kapatmak, malına çökmek, kılıçtan kurşundan gaz odalarından geçirmek. Kılıç artıklarını yerinden sürmek, sürüldükleri yerde izolasyona tabi tutmak.

Soyu kırma suçu kaç defa yaşandı şu “medeni” dünyada? Alt alta yazılsa kitaplara sığmaz.

Kırımları yarıştırmak, vicdanı buzluğa atmak kadar soğuk belki. Yine de karalar içinde en kara bir örneği oluyor zalim tarihin.

20. Yüzyılın en kanlı, en vahşi, en kitlesel ve sistematik soykırım suçu Nazi Almanya’sında yaşandı. Toplama kampları, gaz odaları, krematoryumlar milyonlarca Yahudi’nin canını aldı. Suçun büyüğü Alman yurttaşlara ait değildi elbette. Zira Yahudi toplumuyla birlikte devrimciler, sosyalistler, muhalif sosyal demokratlar ve liberaller de ezildi. Krematoryumlardan kesif yanmış insan kokuları yükselirken Hitler faşizmi ari Alman ırkını belalı diğer tüm genlerden temizlediğine inanıyordu!

Ya bizim zamanımız? 21. yüzyılın ilk çeyreği bitmek üzere. Soyu kırma suçu tüm vahşetiyle yine karşımızda. “En büyüğü” demeye dilim varmıyor ama 21. Yüzyılın en büyük soyu kırma suçu Gazze’de yaşanıyor. Hem de gün be gün. Suçlu İsrail yönetimi ve ona arka çıkanlar. Elbette bütün Yahudi halkı değil.

Gazze’de bir kent var; binaları yerle yeksan. Çadırda yaşasan serde yine bombalanmak var.

Gazze’de bir deniz var; Gazzeli balık tutamaz, Gazzeli aç.

Gazze’de zeytine ağaçları çoktan kavruldu.

İki milyon insan yerinden edildi, kalanlar onar yüzer öldürülüyor.

Gazzeliler kendi toprağında mülteci; yetmez Afrika’ya sürülecekler!

Ayakta kalan hastaneler vurulacağı son günü bekliyor.

Altyapı çoktan çöktü. Temiz suya erişim yok. Salgın çoktan içeri girdi. Zayıf düşenler, çocuklar her gün hastalıktan kırılıyor.

Soyu sadece kurşunla değil, aç bırakıp öldürerek kırıyorlar. Ekmek izdihamında yaşlılar ve çocuklar boğularak can veriyor. Kara paraşütlerden sarkan gıda balyalarına koşmanın bedeli ağır. Kurşunla düşenlerin boşluğunu açlık çığlığıyla ekmeğe koşan diğer çocuklar dolduruyor.

Netanyahu kabinesi donuk mat bakışlarla konuşuyor. Vurulup yıkılan her bina, bombalanan her çadır, yardım kuyruğundaki her çocuk ve kadın, her hastane ve doğumhane doğal hedef! Sivil savaşçı ayrımı kitaplarında yazmıyor.

Peki devletler susmuşken, efendiler üç maymunu oynarken,

21. yüzyıl faşizminin en özgün biçimlerinden biri Gazze’yi yakıp kavururken,

Küresel egemen medya adeta faşizmi sıradanlaştırırken,

Ne oldu da birden Filistin’i tanıma dalgası başladı?

Başlarına saksı mı düştü? Yoksa vicdana mı geldiler? Ne gezer! Varsa yoksa jeopolitik denge hesapları. Bir adım ileri iki adım geri diplomatik blöf, şantaj ve tehditler.

“Filistin’i tanırız!” diyorlar, çünkü;

AB bileşeni devletler Suriye’nin dizaynında söz sahibi olma derdindeler. “Sen Suriye’de, Orta Doğu’da bizi yok sayarsan bak ben de Filistin kartını açarım” mesajı bu. Nitekim Gazze’den sonra Batı Şeria da hedefte.

Halkların hükümetleri zorlamasının bir payı var elbet bu tanıma zincirinde. Ama yine de bu tanıma dalgasında bir blöften öte değil egemenlerin dünyasında.

Trump: “Gıda yardımı yaptık bize teşekkür eden olmadı” diyor.

İtalya da yardım uçağı gönderecekmiş! İsrail’e ticaret gemileri durmak bilmiyor.

Oysa post kolonyal bir apartheid rejimi izlediğimiz. Dünya devletlerinin kabulü orta yerde dururken, ırkçı vahşetin açtığı yaraları pansuman etmeye bile yetmeyen “yardımlar” zevahiri kurtarmaya yetmiyor. İki “Y” arasında düşüyor maskeler. “Yardımı” dile pelesenk edenler “Yaptırımın” yanından bile geçemiyorlar çünkü.

Kara derisi kemiklere yapışan çocukların başında bekleyen akbabalar Afrika semalarından uçup Gazzeli çocukların tepesine tünüyor. Ölüme yaklaşan iri göz bebekleri leş yiyicilerin iştahını kabartıyor.

Bir umut, bir yol arıyor insanlık.

Kara bulutları dağıtacak o umut halkların küresel dayanışmasında.

Susarken onaylanan bu kez soyu kırma suçu olacak zira. (04.08.2025)

Filistin’i tanıma dalgası (!)

Etiketler: filistingazze
Önceki

Grev yasağı, demokrasi ve anayasa

Sonraki

Kırım laboratuvarında açlık

Göç Yazıları

Ebabiller

Hapishane mültecileri -1

Göç, düşmanlık ve tahayyül

Masum değilsiniz hiçbiriniz

20 Haziran Dünya Mülteciler Günü: Mülteciler, haklarıyla birlikte mültecidir

Tigray’dan Suudi Arabistan’a küresel modern köleler

Makinelerin göçü

İçeriden dışarıya mektuplar: Yeni Göçmen Planı

Etiketler

ab adana afgan akp Almanya deprem ercüment akdeniz faşizm filistin gazze göç göçmen göçmen işçi göçmen işçiler göçmenler göç ve belediyeler ittifak iş cinayeti işçi işçiler işçi sağlığı iş güvenliği kitap tanıtım korona mektup mücadele mülteci mülteci işçiler mülteciler nato pandemi pazarkule savaş sendika serçe seçim suriye Suriyeli suriyeliler sınır trump Türkiye van yunanistan zonguldak ırkçılık
  • Anasayfa
  • Biyografi
  • Göç Yazıları
  • Yazılar
  • Kitaplar

Ercüment Akdeniz

No Result
View All Result
  • Anasayfa
  • Biyografi
  • Göç Yazıları
  • Yazılar
    • Köşe Yazıları
    • Makaleler
    • Kitap Hakkında
    • Kültür Teori Politika
  • Kitaplar
    • En Güzel Şarkı
    • Göç ve Belediyeler
    • Göçmen Emeğinin Küresel Devinimi: Sekizinci Kıta
    • Ölüm Koridorundan Mülteci Pazarlığına: Sığınamayanlar
    • Suriye Savaşının Gölgesinde: Mülteci İşçiler

Ercüment Akdeniz